Virüs, 30 bin yıl sonra dirildi

Virüs, 30 bin yıl sonra dirildi <br /> <br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ19i37HUaIed8AU1FO0ters-8dPt5WCGY0yOWAvB_8a_ygvNI6Bq_WGlFWhzFRMtE3MbEoiRYD5TJHvbUc3j6pjhQezzuqKGH1kIkRxOoIZ6HhIeHbMBCvWtbd6jWv5VAh8DM3My6nMw2/s1600/light-virus-1ad.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJ19i37HUaIed8AU1FO0ters-8dPt5WCGY0yOWAvB_8a_ygvNI6Bq_WGlFWhzFRMtE3MbEoiRYD5TJHvbUc3j6pjhQezzuqKGH1kIkRxOoIZ6HhIeHbMBCvWtbd6jWv5VAh8DM3My6nMw2/s1600/light-virus-1ad.jpg" width="320" /></a></div> <br /> <br />ANKARA - Bilim adamları, 30 bin yıl boyunca buzul tabakasının altında uykuda olan bir virüsü tekrar hayata döndürmeyi başardı. <br /><br />Sibirya'da 30 metrelik bir buz katmanın altında donmuş olarak bulunan virüsün, hayata döndükten sonra tekrar bulaşıcı hale geldiği açıklandı. <br /><br />Fransa'daki Aix-Marseille Üniversitesi'ndeki Bilimsel Araştırma Merkezi'nden Prof. Jean-Michel Claverie, "Bu kadar uzun bir süreden sonra hala bulaşıcı olan bir virüsü ilk kez görüyoruz" dedi. <br /><br />Claverie, virüsün insanlar veya hayvanlar için herhangi bir tehlike oluşturmadığını, yalnızca tek hücreli organizmaları etkilediğini ifade etti. <br /><br />Virüsün, varlıkları kısa bir süre önce keşfedilen dev virüsler sınıfına ait "Pithovirus sibericum" olduğu belirlendi. <br /><br />Dev virüsler, diğerlerinden farklı olarak mikroskopla görülebilecek kadar büyükler.<br /><br />Yaklaşık 1,5 mikrometre uzunluğundaki virüsün, şimdiye kadar bulunan en büyük virüs olduğu kaydedildi. <br /><br />Sibirya'daki buz katmanları altında daha ölümcül virüslerin de bulunabileceğine işaret eden bilim adamları, buz katmanlarının küresel ısınma sebebiyle eridiğini, bölgenin gelecek yıllarda büyük bir tehditle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. <br /><br />Araştırma, "Proceedings of the National Academy of Sciences" dergisinde yayımlandı. 

30 30 bin yıl sonra dirildi bin dirildi sonra Virüs yıl Virüs, 30 bin yıl sonra dirildi

Virüs, 30 bin yıl sonra dirildi ANKARA - Bilim adamları, 30 bin yıl boyunca buzul tabakasının altında uykuda olan bir virüsü tekrar ha...

Devamı »

meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor

meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor<br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglUPfHEQBkxv0t0JOiBHCZDnwtDX2nWXjsS9NZLDDiJqZuNtTS13wlv3PACqyHV8RdN1GbH85jRzFk9sI9CJrq2rRk_2uWQLvPLxNMwDoMXMtz7_rggM3taQFVNuMFuPaTISv1GPcKRMoY/s1600/kkkaa.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEglUPfHEQBkxv0t0JOiBHCZDnwtDX2nWXjsS9NZLDDiJqZuNtTS13wlv3PACqyHV8RdN1GbH85jRzFk9sI9CJrq2rRk_2uWQLvPLxNMwDoMXMtz7_rggM3taQFVNuMFuPaTISv1GPcKRMoY/s1600/kkkaa.jpg" /></a></div> <br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <br />Genellikle kadınlara özgü bir hastalık olarak düşünülen meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor. Dünyada her 100 erkekten birinde meme kanseri görüldüğünü belirten uzmanlar, "Ben erkeğim, bende olmaz" ön yargısının geç teşhise, bunun da ölüm riskini çok daha çok arttırdığına dikkat çekiyor.<br /><br />MERSİN - Erkeklerdeki ön yargı, meme kanserinin yayılma riskini çok fazla arttırdığı gibi tedavisini de zorlaştırıyor. Erkeklerin meme kanseri ihtimalini düşünmemeleri sebebiyle Kanser genelde yayıldıktan sonra fark ediliyor. Hastalığın seyri kadınlara oranla daha ağır ve daha ölümcül oluyor. İHA muhabirine açıklama yapan Mersin Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Cengiz Titiz, erkekleri meme kanseri konusu ile ilgili uyardı. Memenin bir organ olduğunu vurgulayan Dr. Titiz, kadınlar kadar sık olmasa da erkeklerde de meme kanseri görüldüğünün altını çizdi. Türkiye'de erkeklerin, 'bende meme kanseri olmaz' gibi bir önyargıya sahip olduklarına dikkat çeken Titiz, "Bu çok yanlış bir kanaat. Meme dokusu olan herkeste kanser gelişebilir. Nasıl tüm dokularda kanser gelişme riski varsa memeden de kanser gelişme riski o kadar var. Yalnız kadınlara göre erkeklerde son derece düşük. Dünyada erkek meme kanseri görülme oranı yüzde 1 ya da bunun altında. Ancak, önyargı sebebiyle erkekler bunu ihmal ediyor" dedi.<br /><br />"KADINDAKİ BELİRTİLERİN AYNISI ERKEKTE DE VAR"<br /><br />Kadınların, yapılan çalışmalarla meme kanseri konusu ile ilgili bilinçlendiklerini ve hekime başvurduklarını, böylelikle erken tanı konabildiğini söyleyen Dr. Titiz, yalnız Türk toplumunda meme dokusunun kadına ait olduğu düşünüldüğü için erkeklerin kanseri ihmal etme durumlarının daha yüksek olduğunu kaydetti. Meme kanseri olan kadınlarda görülen tüm belirtilerin erkekteki meme dokusunda da görüldüğüne işaret eden Titiz, "Meme derisindeki değişiklik, ele gelen bir sertlik, koltuk altında ele gelen bir sertlik, açılan bir yara, geçmeyen bir yara, meme başından bir akıntı gibi tüm şikayetler erkeklerde görülebileceği için böyle bir durumda erkeklerin de 'mememde kanser olmasa bile bir hastalık var mı' diye bir doktora gitmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.<br /><br />Erkek meme kanserinin, erkekte meme büyümesine neden olan jinekomasti hastalığı ile karışabileceği konusu ile ilgili da uyaran Titiz, memede büyüme ya da asimetri gibi şikayetlerin görülmesi halinde kesinlikle bir uzmana gidilmesi gerektiği uyarında bulundu.<br /><br />"GENETİK YATKINLIK ÖNEMLİ"<br /><br />Kadınlarda meme kanserine yol açan tüm risklerin erkekler için de geçerli olduğunu dile getiren Titiz, "Birincisi yaş. Meme kanserinin 50 yaş ve üzerinde görülme sıklığı daha çok. Bu erkekler için de geçerli. Genetik etkenler, diyet ve çevresel etkenler, yağdan zengin gıdalarla beslenme, Alkol ve sigara tüketimi, bunların hepsi meme kanseri oluşmasında risk etkeni" şeklinde konuştu.<br /><br />Genetik yatkınlığın önemine de değinen Dr. Titiz, "Özellikle iki tane gen üzerinde çok hassas çalışmalar yapılmış ve bu iki genin meme kanseri üzerinde son derece etkili olduğu görülmüş. Kadınlarda olduğu kadar erkeklerde de etkili. Bu genlerdeki mutasyonlar meme kanserine yol açmakta. Genetik yatkınlık olduğu için babadan da meme kanseri geçme riski var. Ailede esasen meme kanseri hikâye sü varsa birinci derece akrabaların hepsinde bu risk var. Erkek kadın olması fark etmiyor" diye konuştu.<br /><br />"KADINLARA ORANLA DAHA KÖTÜ SEYREDİYOR"<br /><br />Erkeklerde meme kanserinin kadınlara oranla biraz daha kötü seyrettiği bilgisini veren Titiz, toplumda 'erkekte meme kanseri daha süratli öldürür' gibi bir algı olduğunu ifade ederek, şu şekilde devam etti:<br /><br />"Bunun da tek nedeni erkeklerin kadınlar kadar titiz olmaması ve teşhisin tamamıyla daha geç konması. Erken teşhis kadınlarda nasıl önemle vurguladığımız bir konuysa erkekler için de benzeri geçerli. Erken teşhis konmadığı zaman kadında olduğu gibi erkekte de maalesef öldürücü oluyor. Zaten meme kanserinden ölümlerin büyük bir kısmı kanserin tedavisinden sonra metastaz dediğimiz yayılımlara bağlı gelişiyor. Erkeklerde de geç teşhis konduğu ve bu yayılımlar diğer organları etkilediği için ölümler daha fazla bundan kaynaklanıyor."<br /><br />Erkeklerde de meme kanserinde kadınlara uygulanan tedavinin benzerinin uygulandığını belirten Titiz, teşhis konduğu andan itibaren hastalığın tedavi sürecinin başladığını, ilaç tedavisi, Kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi tedavi gibi kadınlarda hangi yol izleniyorsa erkeklerde de aynı yolun izlendiğini kaydetti.<br /><br />Erkeklerin de meme dokusuna sahip olduklarının farkında olmaları çağrısında bulunan Titiz, şöyle dedi:<br /><br />"Vücutlarında nasıl en küçük bir sorun olduğunda, bir sivilce çıksa dahi bazen önemsiyorlar, memede de herhangi bir lezyon gördüklerinde, ellerine gelen bir sertlik, şişlik, koltuk altında bir sertlik, şişlik, memede ağrı, sızıntı, akıntı gibi şikayetler olduğu takdirde kesinlikle 'ben erkeğim, bana bir şey olmaz' mantığıyla yaklaşmayıp 'bende de meme var, bende de meme kanseri çıkabilir, yüzde 1 de olsa ben bu yüzde 1'in içerisinde olabilirim' deyip bir doktora kesinlikle muayeneye gitmeleri gerekiyor."(İHA)

ediyor erkekleri de tehdit kanseri Meme meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor

meme kanseri erkekleri de tehdit ediyor Genellikle kadınlara özgü bir hastalık olarak düşünülen meme kanseri erkekleri de tehdit ed...

Devamı »

Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmeli

Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmeli?<br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_tdSo4pWxS7fITm0FahGBf53TdD2AC2qZ3SE3dgNjXOze7kMg_atWOgkm8gGNQKBhyRuADV2CJbYfhX2bdj6srq2Ffc8s0lzlNCyy3XgFgOgyO1-fhXO6lQPtUqEHwz4NMI-MnEjHQCXL/s1600/t%C4%B1rnak-.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_tdSo4pWxS7fITm0FahGBf53TdD2AC2qZ3SE3dgNjXOze7kMg_atWOgkm8gGNQKBhyRuADV2CJbYfhX2bdj6srq2Ffc8s0lzlNCyy3XgFgOgyO1-fhXO6lQPtUqEHwz4NMI-MnEjHQCXL/s1600/t%C4%B1rnak-.JPG" /></a></div> <br /> <br /> <br />   Tırnak batması, başınıza geldiğinde sizi fazlasıyla rahatsız edecek bir durumdur. Onun için daha başınıza gelmediyse tedbirini almak ve başınıza geldiyse de bu durumu revizyona için, yazımızdaki bazı hususlara dikkat etmeniz gerekecek.<br />   Tırnak batması çoğu nedenden gerçekleşebilir. Ayakkabı seçimi, ayağın aşırı terlemesi ve en önemlisi de yanlış tırnak kesimi diyebiliriz. Tırnak batmasını engellemek için tırnak kesiminize dikkat etmiyorsanız, her an bu sorunla siz de hazır olun.<br /><br />Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmelidir?<br /><br />Bu hususta dikkat etmeniz gereken şey, el tırnakları ile ayak tırnaklarının aynı biçimde kesilmediğidir. Tırnak batmasını önlemek için el tırnaklarınızı oval, yani yuvarlak biçimde kesmelisiniz. Ancak bu durum ayak tırnakları için geçerli değildir. Şayet ayak tırnaklarınızı da el tırnakları gibi oval şekilde kesmeye devam ederseniz tırnak batması problemi ile karşılaşabilirsiniz. Peki ayak tırnakları nasıl kesilmeli? Ayak tırnakları da netlikle düz şekilde kesilmelidir. Ayak tırnaklarınız, parmağınızın biçimine getirmeye çalışmayın. Yani kenarlardan da keserek oval hale getirmeyin.<br />tırnak batmasını önlemek için tırnaklar nasıl kesilmeli<br />Tırnaklar nasıl kesilmelidir<br /><br /><br />Tırnak Batmasını Önlemek İçin Ayakkabı Seçimi Nasıl Olmalıdır?<br /><br />Kimi insanların ayakları, parmaklara doğru incelir. Kiminin de parmaklara doğru iyice genişlemeye başlar. Halk arasında pençe ayak olarak tabir edilen bu ayaklara sahip olanlar, ucu sivri olmayan genişçe ayakkabılar giymelidirler. Ayak parmaklarınız, giydiğiniz ayakkabının içinde rahat hareket etmelidir. Aksi takdirde, ayakkabının içinde sürekli sıkışık duran tırnaklar zaman içinde deriye doğru gelişmeye başlayacak ve ete batacaklardır. Bu durumda iltihaplanmaya ve ağrılara neden olacaktır.<br />   Bunun yanı sıra yıkadığınız ayaklarınızı ve parmak aralarını kesinlikle kurutmanız lazımdır. Ayaklar ıslakken çorap giymemeye dikkat etmelisinizdir.

İçin Kesilmeli nasıl Önlemek Tırnak Batmasını Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmeli Tırnaklar Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmeli

Tırnak Batmasını Önlemek İçin Tırnaklar Nasıl Kesilmeli?    Tırnak batması, başınıza geldiğinde sizi fazlasıyla rahatsız edecek bir du...

Devamı »

Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi

Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi?<br /> <br /> <table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody> <tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig0qXXMuEB0wX-MisKbPb77Ruknitm2GLarjCdt8E7FuiHhLI4f526eEQu-bT6d5gTm-Jm47hy7UUeqY7sOh26twFyBpplXiN8BsWDhn6UR1wh955Brt0Aq258nI7_38ahqZqfYn8-1KSW/s1600/yuzdekisiyahbeler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi" border="0" height="146" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEig0qXXMuEB0wX-MisKbPb77Ruknitm2GLarjCdt8E7FuiHhLI4f526eEQu-bT6d5gTm-Jm47hy7UUeqY7sOh26twFyBpplXiN8BsWDhn6UR1wh955Brt0Aq258nI7_38ahqZqfYn8-1KSW/s1600/yuzdekisiyahbeler.jpg" title="Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi" width="320" /></a></td></tr> <tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi</td></tr> </tbody></table> <br /><br />Hemen hemen her insanın yüzünde, boynunda, sırtında ya da göğüs bölgesinde ben dediğimiz oluşumlar bulunmaktadır. Yüzde bulunmayıp, bedenin diğer bölgelerinde bulunan benler, estetik açıdan pek rahatsız edici değildir. Ancak yüzdeki benler, hele de sayısı fazla ise çok rahatsız edici olabilmektedir. Bu rahatsız edicilik, diğer insanlarda olmasa dahi, yüzünde beni olan kişiler için olabiliyor. Hatta bu durum öyle bir hal alıyor ki, insanın kendisine olan güveni bile azaltabiliyor.<br /><br />   Bu durumu yaşayanlar, bundan dolayı bu benleri yok etmenin formüllerini arıyorlar. Bu arayışlar ise internet yoğunluklu oluyor maalesef. İnternet ortamında, ben tedavisi hakkında belki onlarca doğal tedavi tekniği verilmiş. Ancak bu tedavi tekniklerinin verildiği yazılara yapılan yorumları okuyacak olsanız, verilen tedavilerin neredeyse hiçbirinin işe yaramadığını görürsünüz. Hatta bazı yorumcular, verilmiş olan tekniklerin faydasından çok zararının olduğunu söylemiş ve diğer kişilerin netlikle uygulamamasını tavsiye etmiştir. Benim de sizlere tavsiyem, internet ortamında okuduğunuz tedavi tekniklerini, hekiminizden  onayı olmadan netlikle uygulamamanızdır. Kaş yapayım derken gözünüzden olursunuz, sonuçları sizin için katlanılamaz bir hal alabilir.<br /><br />   Yüzdeki benler, doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşmuş olabilir. Yine bu benlerden bazıları gerçekten büyük ve rahatsız edici iken bazılarının rahatsız edici özelliği pek yoktur. İşte rahatsız ediciliği olmayan bu benler, genelde yüzümüzde birden fazla bulunan ufak ve siyah benlerdir. Bu benlerde et benleri gibi bir kabartı yoktur. Daha çok, derinin biraz altında ya da oldukça az yüzeyinde bulunmaktadır.<br /><br />Ben mi Güneş Lekesi mi?<br /><br />   Yüzümüzdeki güneş lekelerini ve benleri bazı durumlarda birbiri ile karıştırabiliyoruz. Güneş lekeleri biraz daha genişçe ve açık kahverengi oluşumlardır. Genellikle güneşe maruz kalındığı yaz aylarında çoğalır, diğer mevsimlerde ise azalır ya da yok olmaya başlarlar.<br /><br />   Benler ise genelde ufak bir noktadan oluşmuşturlar. Daha belirgin ve siyahtırlar.<br /><br />   Güneş lekelerinden, farklı maske ya da programlar ile kurtulmak mümkünken, benler için bu durum pek de geçerli değildir.<br /><br />Yüzdeki Benler Tedavi Edilebilir mi?<br /><br />   Evet, yüzdeki ya da bedenin diğer bölgelerindeki benlerin tedavi edilmesi mümkün olabilir. Ancak bu tedavi teknikleri, internet ortamında okuduğunuz bilmem ne tohumları, ne yağları gibi teknikler değildir. Bu teknikleri uygulayıp da benlerinden kurtulan birinin olduğunu düşünmüyorum. 10 kişiden biri varsa dahi, o bir kişinin de reklam amaçlı, benlerinden kurtulduğunu söylediğini düşünüyorum.<br /><br />Benlerin Yok Edilmesi İçin İlk Yöntem Bir Uzmana Başvurmaktır<br /><br />   Vücudumuzda bulunan benlerin çoğu iyi huylu olmakla birlikte, kötü huylu olanları da mevcut olabilir. Ben alma operasyonuna karar vermenin ilk adımı da bunu öğrenmektir. Yani bir estetik uzmanına uğrayacak olsanız, yapacağı ilk şey sizi ameliyat masasına alıp benlerinizi makul tekniklerle almak değildir. Onun ilk yapacağı şey, benlerinizi tahlil edip, alınabilip alınamayacağını öğrenmektir.<br /><br />   Gerekli tahliller yapıldıktan sonra, benleriniz ya alınabilecek veya alındığı takdirde sonuçlarının iyi olamayabileceği size anlatılacaktır. Benlerin alınmasında genelde iki teknik uygulanmaktadır. Bir tanesi cerrahi müdahale, diğeri ise lazer tedavisidir. Hangisinin daha sağlıklı olduğu konusu ile ilgili pek bir şey söylemek olası değildir; yalnız benin yapısına göre bu tekniklerden hangisinin kullanılacağı da değişebilmektedir.<br /><br />Ben Aldırması Nerede Yapılır?<br /><br />   Ben aldırma prosedürü sandığınız gibi büyük bir cerrahi prosedür değildir. Özel sağlık kuruluşlarında mümkün olabileceği gibi, herhangi bir devlet hastanesinde de bu prosedür gerçekleştirilebilmektedir.<br /><br />Benlere Yapılmaması Gerekenler<br /><br />   Her ne olursa olsun benlerinizle; kesici, delici aletlerle oynamamalı, onları kendi tekniklerinizle yok etmeye çalışmamalısınız.<br /><br />   Bilmediğiniz, hekiminizden onay almadığınız hiçbir uygulama ve tedavi tekniğini uygulamamalısınız.<br /><br />   Cildinize zarar verebilecek gazlı programlardan uzak durmalısınız.

Edilebilir mi Küçük Siyah Benler Yok Yüzdeki Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi

Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi? Yüzdeki Küçük Siyah Benler Yok Edilebilir mi Hemen hemen her insanın yüzünde, boynunda, ...

Devamı »

Yaşa göre beslenilmeli<br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEfQFLr5qKlZkzyJM3ogrfE_y-600B6RyqvSSaZubKrn8kjsC9yVg9p9mkmcl3jb7GeZ-guqW53fMtWroADl1f5CGkj5teVzkV179qvJCHXpH9WVqAupyRgsSgO8srhe5A3ZZ5z8qLQXe9/s1600/imagesdada.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEfQFLr5qKlZkzyJM3ogrfE_y-600B6RyqvSSaZubKrn8kjsC9yVg9p9mkmcl3jb7GeZ-guqW53fMtWroADl1f5CGkj5teVzkV179qvJCHXpH9WVqAupyRgsSgO8srhe5A3ZZ5z8qLQXe9/s1600/imagesdada.jpg" /></a></div> <br /> <br /> SAMSUN - Vücudun her yaşa ve etkinlikye özgü beslenmeye ihtiyacı olduğunu, kiloya değil yaşa göre beslenilmesi gerektiği bildirildi.<br /><br />Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beslenmenin bir yaşam biçimi olduğunu, kilo limitleri aynı olan kişilerin beslenme biçimlerinin de aynı olmayacağını, kişinin yaşına ve işine göre beslenmesi gerektiğini ifade etti.<br /><br />Erken yaşta edinilen doğru beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıklarının ilerleyen zaman sağlığı iyi yönde etkileyen davranışların izlenmesini sağlayacağını kaydeden Elmacıoğlu, şu şekilde devam etti:<br /><br />"Gençlik yıllarında önemli olan tartıda görülen rakam. Güzel bir vücuda sahip olmak için sevilen yemeklerden ayrı kalmanız gerekmiyor. Yağ dengesi düşük doğru diyetlerle formda kalınabiliyor. Gençlik yıllarında vücut daha fazla kalori yaktığından, kilo alıp vermek de son derece basit oluyor. Kilo vermek basit diye düşünerek uzun süreli ve çok kilo vermeye yönelik rejimlere başlamak oldukça yanlış. Diyet her zaman doğru yapılmalı. Aksi takdirde yanlış diyet bedenin dengesini bozabilir. Dengesiz diyet yapanlarda bilhassa 40 yaş sonrası kalp hastalığına yakalanma riski yüksek olabiliyor."<br /><br />- "Kahvaltı önemli"<br /><br /> Genç yaşta olanların bazı gıdaları fazlaca tüketme ya da zayıflama akımlarına maruz kalarak öğün kaçırmaya ve düzensiz beslenme alışkanlıkları edinmeye başlayabildiğini anlatan Elmacıoğlu, sık atlanan öğünlerden birinin kahvaltı olduğunu yalnız kahvaltının sağlıklı beslenme için büyük önem taşıdığını vurguladı.<br /><br />Prof. Dr. Elmacıoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü:<br /><br />"Büyüme çağındakiler yeni oluşan milyonlarca hücrenin yapısında kullanmak üzere bol miktarda Proteine ihtiyaç duyarlarken, fiziksel etkinliği yüksek işlerde çalışan erişkinlerin gereksinimi ise daha fazla enerji yüklü gıdalar olması gereklidir. Yaşa ve etkinlikye makul beslenmek sağlık açısından büyük önem taşır. Çocuk ve gençler büyüme sırasında ihtiyaç duydukları enerjiyi çoğunlukla açlık hisleri vasıtası ile makul oranlarda alırlar. Stres ve duygusal problemler enerji dengesini bozarak oldukça az ya da çok fazla yiyecek tüketilmesine yol açabilir. Enfeksiyonlar, sinirlilik, adet sorunları, diş ve sivilce gibi cilt sorunları de açlık hissinde değişimlere yol açabilir. Bu dönemde edinilen beslenme alışkanlıkları erişkinlikte de sürebileceği dikkat etmek gerekir."<br />Elmacıoğlu, "35 yaşından itibaren, kalsiyum, meyve, sebze ve lifli gıdaları tüketmeye özen göstermek gerekir" dedi.

beslenilmeli göre Yaşa Yaşa göre beslenilmeli

Yaşa göre beslenilmeli SAMSUN - Vücudun her yaşa ve etkinlikye özgü beslenmeye ihtiyacı olduğunu, kiloya değil yaşa göre beslenil...

Devamı »

Omega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur

 Omega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur<br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVAqFsmHKA7ULfrnsOE4alAKWBCpP94H3L9HFKO4Cw3WNjwlE6rVUaIasuOxK81zK49GperupxBARDdrvXI1grfnJm_r68OgJK-jYeONC1dPSaqi86ZiPECFgQUkkUCsHaG3KTHusly64W/s1600/bal%C4%B1k.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVAqFsmHKA7ULfrnsOE4alAKWBCpP94H3L9HFKO4Cw3WNjwlE6rVUaIasuOxK81zK49GperupxBARDdrvXI1grfnJm_r68OgJK-jYeONC1dPSaqi86ZiPECFgQUkkUCsHaG3KTHusly64W/s1600/bal%C4%B1k.jpg" width="240" /></a></div> <br /> Televizyonlardan, gazetelerden ismini sıklıkla duyduğumuz O mega 3 yağ asitlerinin yararlarını eminim çoğunuz duymuşsunuzdur. Prof. Dr. Erkan TOPUZ’a göre O mega 3’ün çoğu yararı var. TOPUZ’a göre, O mega 3, kalp rahatsızlıklarına iyi geliyor, antidepresan görevi görerek insanları gerilimden ve depresyondan uzak tutuyor, beyin gelişimine katkıda bulunuyor ve daha bunlar gibi çoğu rahatsızlığa iyi geliyor. Peki, bunca yararı olan O mega 3 hangi besinlerde bulunur, hangi yiyecekler O mega 3 bakımından zengindir?<br /> <br /> O mega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur? O mega 3 Bulunan Besinler<br /> <br />    O mega 3 hem hayvansal hem de bitkisel ürünlerde bulunmakla beraber, en fazla deniz ürünlerinde bulunuyor. Bu deniz ürünlerinin ilk sıralarında ise Sar dalya, somon, uskumru ve ton balığı ile midye geliyor. İçinde O mega 3 bulunduran balıkların tüketimi bu yönüyle çok yararlı görülmektedir.<br /> <br />     Deniz ürünlerinin dışında, O mega 3 keten tohumu, semiz otu (pirpirim), kuru nane, asma (üzüm) yaprağı, ceviz gibi bitkilerde de fazlası ile bulunuyor.<br /> <br />    Diğer hayvansal gıdalarda da, yumurta, kırmızı et ve tavuk eti ilk sıralarda yer alıyor. Ancak bunların şu şekilde bir de üstünlülü var ki kolesterol problemine neden olduğu için az tüketilmesine dikkat edilmesi gerekiyor.<br /> o mega 3 bulunan yiyecekler<br /> o mega 3 bulunan besinler<br /> <br /> Hangi Yiyeceklerde Ne Kadar O mega 3 Bulunuyor? (yalnızca bazı besinler ele alınmıştır)<br /> <br /> -100 gram Somon: 2018 mg o mega 3<br /> -100 gram Uskumru: 2670 mg<br /> -100 gram Hamsi: 1478 mg<br /> -100 gram Ton Balığı: 1298 mg<br /> -100 g asma yaprağı: 843 mg<br /> -100 g nane: 2792 mg<br /> <br /> Günlük O mega 3 İhtiyacı Ne Kadardır?<br /> <br /> Vücudun günlük o mega 3 ihtiyacı miktarı net olmamakla birlikti, uzmanlara göre 750 mg ile 1000 mg arasıdır. Ancak rastgele o mega 3 ile alakası olabilecek herhangi bir rahatsızlığı olan kişiler için bu miktarlar belli bir sınır değildir. Örneğin o mega 3’ün kanın pıhtılaşmasını engel olan bir özelliği vardır. Pıhtılaşma hakkında problem yaşayanların bu miktarı daha aşağı seviyelere çekmesinde yarar vardır.<br /> <br /> <br />   İçinde o mega 3 bulunan gıdaları derli toplu olarak tüketmenin gerçekten yararları vardır. Özellikle çocuk gelişimi, bebek gelişiminde bu yağ asitlerinin önemli bir yeri vardır. O mega 3 bulunan yiyecekleri tüketmenin beyni geliştirici özelliği bulunduğu herkesçe bilinmektedir.

3 Hangi Bulunur Omega Omega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur Yiyeceklerde Omega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur

 Omega 3 Hangi Yiyeceklerde Bulunur Televizyonlardan, gazetelerden ismini sıklıkla duyduğumuz O mega 3 yağ asitlerinin yararlarını emin...

Devamı »

Karnım Doyuyor Gözüm Doymuyor

Karnım Doyuyor Gözüm Doymuyor<br /> <br /> <br /> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJbEoZsrvY7FekM0NRqRCsc0tqXL-TxJZDgaxjgk_tUe6U9Z8YvEeQIqHGDoeXP_5GRSiVryk_kdJXi9cOOBtbTTvszbiyXirMyiQauDMqwCJ7BLpxjgaO60IDOYJFu0V6ptT2pYbWVfIU/s1600/karnim-doyuyor.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgJbEoZsrvY7FekM0NRqRCsc0tqXL-TxJZDgaxjgk_tUe6U9Z8YvEeQIqHGDoeXP_5GRSiVryk_kdJXi9cOOBtbTTvszbiyXirMyiQauDMqwCJ7BLpxjgaO60IDOYJFu0V6ptT2pYbWVfIU/s1600/karnim-doyuyor.jpg" /></a></div> <br /> <br /> <br /> <br />   Merhaba sevgili yiyici! Nasılsın, iyisin inşallah! O karnı doyup gözü doymayan kişi sen olmalısın! Ne oldu? Çok Yemen sana rahatsızlık mı verdi; yoksa kilo alıp göbek mi bağladın? Kesin estetik diye bir şey de kalmamıştır sende. Allah bilir, spor da yapmıyorsundur. Hatta belki sokakta görenler için için gülüyordur sana!<br /><br />   Yok yok, o kadar da değil. Biraz insafsız gittim sanırım. Merak etme; bu durumu yaşayan yalnızca sen değilsin. Bak; benim de karnım doyuyor ancak gözüm doymuyordu. Ama eskiden. Şimdi çok şükür karnım da doyuyor, gözüm de. Hem de eskiden yediklerimin çeyreği kadar yiyerek. Nasıl mı? Anlatacağım, bekle!<br />  <br /> Üzerine alınma; bizim oralarda çok fazla yiyene ''Saman senin değil; samanlık da mı senin değil?'' derler. Yani yediklerine acımıyorsan, midene acı, demeye getirirler. Tabi bu durum biraz daha, başka biranın malını, deyim yerindeyse beleş yemeği abartarak yiyenler için kullanılır.<br /><br />   Sen yine de sana gereken mesajı çıkar. O samanlık senin. Başkasının değil! Samanlığı yakarsan, bütün evi yakabilirsin, dikkat et.<br />  <br /> Sana belki bildiğin belki de ilk defa öğreneceğin ufak bir olay anlatayım mı?Anlatma desen de anlatacağım, onun için yanıt verme!<br /><br />  Önce şu şekilde bir soru sorayım: Sence bir fili bağlamak için ne kadar kalınlığında bir ip kullanmak gerekir?<br /><br />Cevabın, çok kalın bir, değil mi? Ama kazın ayağı öyle değil. Peki nasıl?<br />Bir bölgede, o kocaman filleri, belki senin benim bile koparabileceğimiz incecik iplerle bağlar ve uzaklaşmasını engellerlermiş. Bu durumu gören Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, merak eder.<br /><br /> Nasıl olur da, bu filler bu incecik ipi koparamazlar, diye düşünür. Fil sahiplerine sorar. Fil sahipleri anlatmaya başlar: ''Filler daha doğar doğmaz, biz onları bu ince iplerle bir kazığa bağlarız.<br /> Onlar ipi çekiştirerek kurtulmaya çalışırlar; yalnız henüz birkaç günlük güçsüz yavrular oldukları için bunu başaramazlar. Zamanla ipi koparamayacaklarına inanarak, sonsuz bir çaresizlik ve başarısızlık duygusuna kapılırlar. Artık bir daha da ipi çekiştirmeye kalkışamazlar. Çünkü o filler şuna şartlanmıştır: Biz ne kadar uğraşırsak uğraşalım, bu ipi koparamayız!<br /><br />   Anladın mı sevgili yiyici; pardon okuyucu!<br />Sakın ola ki, sen de kendini çok yemeye şartlandırmış olmayasın? Tüm az yeme girişimlerin, bu yüzden başarısızlıkla sonuçlanıyor olmasın?<br />çok yemek yiyorum<br />Karnım doyuyor gözüm doymuyor!<br /><br />   Bak sana zayıflama tüyosu vermiyorum, vermeyeceğim de...<br />Otur, düşün, silkin ve kendine gel! Litrelerce yiyeceği, içeceği sokuşturduğun midenin hacmi ne kadar, biliyor musun? Söyleyeyim: Sadece bir litre... <br /><br />İnancını bilmem; ancak şayet müslümansan, İslam peygamberinin tavsiyesi; midenin üçte birini yemekle, üçte birini yiyecekle doldurmak ve üçte birini de havaya ayırmaktır. Eee, o zaman geriye ne kadar kaldı! Çok az bir yer değil mi? Ama inan ki o yer sana yetecektir. <br /><br />Yeter ki sabret, kendine hakim ol. Bir hafta da olsa tut kendini. Tutamıyorsan, yiyecek bulamayacağın dağlara vur kendini. Zincirlere vur. İnandır kendini, az yemekle de doyulabileceğine.<br /><br />   Elin oğlu yemek yiyor, hemen sonrasında da 2,5 litre içebileceğine dair bahse giriyor ve bahsi kazanıyor.<br /><br />Ulan insafsız herif, Allah'tan korkmuyorsun, sağlığının bozulmasından da mı çekinmiyorsun. Allah'tan ki, Allah böyle ''dingisiz''leri düşünmüş de mideyi elastik bir yapıda yaratmış.<br /><br />   Midenizi de düşünün, o da insan (!) sonuç olarak. Yazık etmeyin, ona yazık ederseniz kendinize de yazık edersiniz.<br /><br />Elin zayıflatıcı haplarına, bilmem ne kodlamalarına, ıvırına zıvırına, filanına fistanına para yedirmeyin!<br /><br />Siz  az yeme gücüne sahipsiniz, bunu yapabilirsiniz. Kendinizi kasmayın, gevşeyin rahat olun. Hatta bu metnin üzerine dolabınıza koşup ıksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin. Ama yine de bilin. Çok da yiyebilirsiniz, az da...<br /><br />Benden bu kadar. Yazıdaki kaba ifadelerden kaynaklı senden özür dilerim, sevgili okuyucum! Yazının üslubuna ver bu, kabalığımı. Haydi göreyim seni. Az yemek için çok kasma kendini. Sofraya otur, yediğinin yarısını ye ve hemen kalk. <br /><br />20 dakika kadar bekle, doymuş olduğunu hissedeceksin. Midenin gurultularına kulak verme. Anlattığım fil hikayesi misali onu da çok yemeye sen şartlandırmışsın. Bir süreliğine ''ben sindirmeye hazırım'' dercesine sana guruldama mesajları atacak. Kendisinden özür dile ve beklemesini rica et! Sen de, o da alışacaksınız, içiniz rahat olsun. Daha sağlıklı bir vücut, sıfır göbek, hoş bir görünüm ve dinamizm seni bekliyor. Allah yardımcın olsun. Yetmiyorsa,

Doyuyor Gözüm Doymuyor Karnım Karnım Doyuyor Gözüm Doymuyor Karnım Doyuyor Gözüm Doymuyor

Karnım Doyuyor Gözüm Doymuyor    Merhaba sevgili yiyici! Nasılsın, iyisin inşallah! O karnı doyup gözü doymayan kişi sen olmalısın! ...

Devamı »