Egitim Ve saglik Özgün konular

Nasıl Edebiyat Öğretmeni Olunur

Nasıl Edebiyat Öğretmeni Olunur? 
 
 
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPteUTyz_LYC86pXP0QrTFihyphenhyphenYA5ki8V0D-jpipRjPQYnJqpIg5_ll8C3Ts5AyrMbA4mqezoxZJeFge13MNmj1zmMnXLeFeN8NGqpxlgsIOvGoI5_bk2ls9QyXpLZ0gE-cu5qBfbQMtl1a/s1600/e2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPteUTyz_LYC86pXP0QrTFihyphenhyphenYA5ki8V0D-jpipRjPQYnJqpIg5_ll8C3Ts5AyrMbA4mqezoxZJeFge13MNmj1zmMnXLeFeN8NGqpxlgsIOvGoI5_bk2ls9QyXpLZ0gE-cu5qBfbQMtl1a/s1600/e2.jpg" /></a></div>
 
 
 
 
   Şiire, yazarlığa, edebiyatın birçok süne merakı olan öğrencilerin belki de en büyük hayallerinden birisi edebiyat öğretmeni olmaktır. Nedendir bilinmez; ancak gerçekten de edebiyat öğretmenlerinin her zaman farklı bir havası vardır. Öğrencilerdeki bu arzu belki de yalnızca edebiyata olan ilgilerinden, meraklarından değil, biraz da bu daldaki öğretmenlerinin verdiği olumlu havadır. 
 
Nitekim benim öğrencilerimden de, bilhassa lisede çalıştığım dönemde, edebiyat öğretmeni olmak isteyenlerin sayısı hiç de az değildi. Öğrenciler hayallerinin ve hedeflerinin peşinden koşuyor, ‘’Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni nasıl olunur, edebiyat öğretmeni olmak için ne yapmalıyım, hangi bölümü okumalıyım’’ gibi sorularının yanıtlarını almaya çalışıyorlardı. 
  
Şimdi isterseniz edebiyat öğretmeni olmak için neler yapılması gerektiği hakkında bilgilerimizi başlıklar durumunda belirtelim. 
Nasıl Edebiyat Öğretmeni Olunur? 
İlkokul ve ortaokul eğitimi 
 
 Tabi ki yapmanız gereken ilk şey, ilkokul ve ortaokulu bitirmenizdir. Şu an bu konuyu okurken ilkokul ya da ortaokul okuyorsanız, sizlere tavsiyem, şimdiden hedefiniz ile ilgili kendinizi geliştirmenizdir. 
 
Örneğin bol bol kitap okuyarak, şiir okuyarak ve her hususta yazı yazarak bunu en uygun şekilde yapabilirsiniz. 
Lise (ortaöğretim) eğitimi 
İşte eğitiminizin bu evresi, ileride hangi mesleği tercih edeceğiniz ile ilgili yol haritanızı çizecek olan en önemli evredir. 
 
Çünkü lise 1. Sınıftan sonra tercih edeceğiniz, seçeceğiniz bölüm edebiyat öğretmeni olmak ya da olmamak için belirleyici olacaktır. Peki, hangi bölüm mezunları edebiyat öğretmenliğini tercih edebilir, yazabilir? 
 
Hedefiniz edebiyat öğretmeni olmaksa, lise 1’den sonra Sözel bölüm ya da Türkçe-Matematik (eşit ağırlık bölümü) bölümünü tercih etmelisiniz. Sizin yerinizde olsam eşit ağırlık bölümünü seçer, hem ilerde daha çok meslek tercih edebilme imkânına sahip olur hem de matematik konusu ile ilgili kendimi daha çok geliştirmiş olurdum. 
 
Üniversite Sınavı-YGS ve LYS 
 
Liseden mezun olduktan sonra, üniversite sınavı olan YGS’ye girmeniz gereklidir. Bu sınavda en az 180 puan aldığınız takdirde, LYS’ye girme hakkını elde etmiş olacaksınız. LYS’den de yeterli puanı alırsanız Türk Dili ve Edebiyat Öğretmenliği bulunan üniversiteleri yazarak, üniversiteye yerleşebilirsiniz. 
 
 
Kimler, hangi bölüm mezunları edebiyat öğretmeni olabilir? 
 
Edebiyat öğretmeni olmak için ya direk, eğitim fakültelerinin içeriğinde bulunan Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünü seçersiniz veya Türk Dili ve Edebiyatı bölümü seçerek, üniversite bittikten sonra pedagojik formasyon alarak öğretmen olabilirsiniz. Şunu belirtmek isterim ki Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği puanları çok daha yüksektir. 
 
KPSS ve Atanma 
 
Mezun olduktan sonra önünüzdeki tek engel KPSS’dir. KPSS’den de yeterli puanı aldığınız takdirde istediğiniz bir liseye, öğretmen olarak atanabilirsiniz. 
Edebiyat Öğretmeni Maaşları 
 
Göreve yeni başlayan bir öğretmen 2100 lira civarında maaş alabilmektedir. Bu orana, öğretmenin bir ayda alabileceği maksimum ek ders ücretleri de katılırsa 2750-2800 liraya kadar maaş alınabilmektedir. Nasıl edebiyat öğretmeni olunur, konusunda sormak istediğiniz her şeyi sorabilirsiniz. Konu hakkında sorularınız varsa yorum atmaktan çekinmeyin.

Nasıl Edebiyat Öğretmeni Olunur? Şiire, yazarlığa, edebiyatın birçok süne merakı olan öğrencilerin belki de en büyük hayallerind...

Devamı »

Anlatım Bozukluğu Soruları Nasıl Çözülür

13:53 Unknown 0

<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjxfrr5ibHX9iXL-Z0HomS4JRaEDdZ4hnmq84Fy4bNDMy-vmgXDNLtKNlnYwEF5acxt9Qd4vHrsSV_P1rv0ywIvFnd8CVYSbQXhfdOsiMqipFJUHkGjp5BTRxV1CkHoF58H7NJiEvvMR_o/s1600/dasdda.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjjxfrr5ibHX9iXL-Z0HomS4JRaEDdZ4hnmq84Fy4bNDMy-vmgXDNLtKNlnYwEF5acxt9Qd4vHrsSV_P1rv0ywIvFnd8CVYSbQXhfdOsiMqipFJUHkGjp5BTRxV1CkHoF58H7NJiEvvMR_o/s1600/dasdda.jpg" /></a></div>
Anlatım Bozukluğu Soruları Nasıl Çözülür?    Anlatım sorunluluğu soruları, merkezi olarak yapılan neredeyse her sınavda önemli bir yer teşkil eden sorulardır. Bu yönüyle, anlatım sorunlulukları konusunu iyice kavrayarak soru kaçırmamak oldukça  önemlidir.    Ancak anlatım sorunluluğundan soru kaçırmamak, gerçekten de her net harcı değildir; zira bu konu hakkında soruları çözebilmek için belli bir süre ders çalışmak yeterli gelmemektedir. Bu soruların çözülebilmesinde en önemli faktörlerden biri birikimdir. Geçmişinizde, doğru Türkçenin nasıl olduğuna dair bilginiz varsa, okuma alışkanlığınız geçmişten beri geliyorsa bu birikiminizin iyi olması muhtemeldir.    Birikimin olması yeterli midir peki? Kesinlikle hayır! Yeterli birikiminiz varsa, bir cümlede anlatım sorunluluğu olup olmadığını belirleyebilirsiniz; yalnız bunu belirleyebilmeniz, o cümledeki anlatım sorunluluğunun adının ne olduğunu saptamanız için yeterli olmayabilir. Bu yüzden birikim ve çalışma bir arada olmalı, birbirinden ayrılmamalıdır. Anlatım sorunluluğu soruları nasıl çözülür? ‘’Anlatım sorunluluğu sorularını çözemiyorum, bir cümledeki anlatım sorunluluğunu bulamıyorum, anlatım sorunluluğu sorularını çözüme ulaştırmak için ne yapmalıyım ne yapılmalı’’ diyenler için, naçizane tavsiyelerde bulunmaya çalışalım. 1 . Türkçe dil bilgisi kurallarını iyi öğrenmelisiniz!    Anlatım sorunluluğu, neredeyse dil bilgisi kurallarının tamamını içeriğinde barındıran ender konulardan biridir. Bu yüzden, bu soruları çözüme ulaştırmak için, yalnızca bu konuya çalışmak yetmez. Diğer bütün hususları da deyim yerinde ise yalayıp yutmalısınız. Neden? Örneğin ‘’özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım sorunluluğunu’’ anlamanız için, özneyi çok iyi bilmelisiniz. Ya da çatı ahenk suzluğundan kaynaklanan sorunluluk için, çatı konusunu; tamlama yanlışları sorunluluğu için tamlamaları vb. Bu, böyle uzayıp gider. 2 . Konuyu iyice kavramalısınız!    Yukarıda da açıkladığım gibi, bir cümledeki anlatım sorunluluğunu bulmanız, o soruyu net olarak çözeceğiniz anlamına gelmez. Bozukluğu görüp, o sorunluluğun adının ne olduğunu bilmezseniz, o soruyu yanlış yanıtlamanız muhtemeldir. Bu nedenle, her başlığı iyice kavramalı ve ilgili soruları iyi incelemelisiniz. 3 . Anlatım sorunluluğu olan cümleleri inceleyin!    Google’a ‘’anlatım sorunluluğu bulunan cümleler’’ vb. bir şeyler yazarsanız, karşınıza bir sürü örnek cümle çıkacaktır. Bu cümleleri incelemeniz ve sorunluluğun nedenini anlamaya çalışmanız sizin için faydalı olacaktır. 4 . Günlük yaşantınızda, kulağınız sorunlu cümlelerde olsun!    İnsanların konuştuğu ve kurduğu cümlelere dikkat edin. Bir sürü yanlış göreceksiniz. Bulduğunuz yanlışların doğru halini içinizden düşünün. Böylece kolay yapmış olursunuz. 5 . Bol bol soru çözün!    Anlatım sorunluluğu soruları içinde öyle sorular vardır ki dil bilgisinin bütün hususlarını bilseniz bile o soruları çözemeyebilirsiniz. Bu tür sorularda bazı kelimelerin anlamları önemlidir, problemin çözülmesi için o anlamın bilinmesi gereklidir. İşte yukarı yada bahsetmiş olduğumuz ‘’birikim’’ burada önemini göstermiştir. Yine deyim yanlışları hakkında bazı soruları çözebilmenizde, deyimler ile ilgili bilgili olmanız şarttır. 6 . Bu soruları çözerken eğlenmeye bakın! Anlatım sorunluluğu sorularına, bir bulmaca imiş gibi bakın. Hakikaten en zevkli Türkçe soruları bu sorulardır. İşi biraz kavradınız mı, her yerde anlatım sorunluluğu sorusu arayacağınıza emin olabilirsiniz. Örneğin bu yazıdaki anlatım sorunluluklarını bulmaya çalışın bakalım!

Anlatım Bozukluğu Soruları Nasıl Çözülür? Anlatım sorunluluğu soruları, merkezi olarak yapılan neredeyse her sınavda önemli bir yer teş...

Devamı »

Formunu Koruyan Hareketli Kadınlarda Meme Kanseri Daha Az Görülüyor.

12:00 Unknown 0

<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Journal Cancer dergisinin makalesine göre yürüme, kosma, ip atlama hatta günlük ev işleri bile meme kanseri geliştirme riskinizi azaltıyor. Dergi yaptığınız hareketin çeşidi ve yoğunluğunun çok da önemli olmadığını , önemli olanın egzesiz sıklığı olduğunu söylüyor. Fakat oburlar da uyarılıyor sık egzesiz yaparak kazandığınız avantajı kilo alarak kaybedebilirsiniz!!!</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Peki meme kanseri riskimizi azaltmak için ne kadar egzersiz yapmalıyız? 3,000 kadın üzerinde yapılan bu çalışmada egzersizden en büyük avantajı 10-19 saat arasında vaktini haftalık ( günlük iki saate karşılık geliyor) olarak egzersiz-harekete ayıranlar görüyor. Bu kadar çok egzersiz yapan kadınlar egzersiz yapmayanalara göre meme kanseri risklerini %30 kadar azaltıyor. Bu çalışmada egzersizin yoğunluğunun önemsiz olduğu yürümenin hızlı yürürmenin koşmanın aynı faydayı sağladığı söyleniyor. Hatta yaşın bile önemi yok! Çünkü egzersiz yapan genç kadınlarda menopoz öncesi dönemde risk azalırken menopoz sonrası kadınlarda da meme kanseri riski azalıyor. Çalışma yazarlarından Lauren McCullough ( Kuzey Carolina Üniversitesi Gillings Global Halk Sağlığı Okulundan) bu araştırmanin menopozdan sonraki kadınlarda da egzersizin meme kanseri riskini azaltması menopoz sonrasi kadinlari egzersiz icin cesaretlendirmesi gerektigini soyledi.  Bu çok önemli çünkü birçok kanser önleyici için bulunan “belli bir yaştan sonra kanseri önlemedikleri ” tabusunun egzersiz meme kanseri ilişkisinde geçerli olmadığı.</div>
<div class="wp-caption alignleft" id="attachment_3314" style="background-color: #f1f1f1; border-bottom-left-radius: 3px; border-bottom-right-radius: 3px; border-top-left-radius: 3px; border-top-right-radius: 3px; border: 1px solid rgb(221, 221, 221); color: #666666; display: inline; float: left; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin: 0px 18px 20px 0px; max-width: 590px !important; padding: 4px; text-align: center; vertical-align: baseline; width: 293px;">
<img alt="" class="size-full wp-image-3314" height="424" src="http://www.xn--salk-1wa3i.net/wp-content/uploads/2012/07/exercise-woman.jpg" style="border: 0px none; display: block; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; height: auto; margin: 5px 5px 0px; max-width: 100%; padding: 0px; vertical-align: baseline;" title="exercise-woman" width="283" /><div class="wp-caption-text" style="border: 0px; color: #888888; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; line-height: 17px; margin: 5px; padding: 0px 4px 5px; vertical-align: baseline;">
Referans: DougMilling</div>
</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Egzersizin oluşturduğu faydayı geri döndüren ise kilo alımı -özellikle menopozdan sonra-. Ciddi miktarda kilo almak egzersizin azalttığı meme kanseri riskini geriye döndürüyor.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Araştırmacılar bu çalışmayı egzersiz alışkanlığı olan 1,504 kadın ve yaklaşık olarak aynı sayıdaki egzersiz yapmayan kadın üzerinde yapılmış. Burada küçük bir sorun çıkıyor. Kadınlar farklı ayıraçlarla ayrılmadığı için ( örneğin egzersiz yapanlarla hareketsiz durağan bir hayat süren kadınların karşılaştırılması gibi) bu çalışma egzersizin meme kanseri riskini düşürdüğünü göstermiyor sadece yeterince egzersiz yapan kadınlarda meme kanserinin daha az görüldüğünü söylüyor. Bu noktada bağlantı sadece bir ilişki olduğunu söylüyor ilişkinin doğası hakkında bilgi vermiyor.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bu çalışmanın yaptığı her yaş grubundan kadınlara hareket etmek kıpırdanmak için bir sebep sunmak. Harvard Tip Fakültesi yardımcı doçenti ve Harvard Kadın Sağlığı Gözlemi dergisi baş editörü Celeste Robb-Nicholson “Egzersiz obesite ile mücadele ediyor, kalp hastalıkları ve diyabetle savaşıyor, ruhsal durumu ve hafızayı geliştiriyor, kemikleri kuvvetlendiriyor ve muhtemelen de meme kanserini önlüyor” diyor ve ekliyor “egzersiz kadınlara yazmayı en çok sevdiğim reçetedir“</div>

egzersiz fitness halk sağlığı harvard kadın kanser Meme Formunu Koruyan Hareketli Kadınlarda Meme Kanseri Daha Az Görülüyor.

Journal Cancer dergisinin makalesine göre yürüme, kosma, ip atlama hatta günlük ev işleri bile meme kanseri geliştirme riskinizi azaltıyor...

Devamı »

Bel fıtığı: Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi

11:59 Unknown 0

<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhsQhQgglKjKApmbzDNNs4EN38QoMj7g4afOAUWw15cueL-lgtNbWb09rEyq08Ql3zrtFqoe3VNO2ExhpL3N4mcaLmnlfQAwOSAKLpXRHIaHJhBtNIlukYTX8nM3k6D1OubksePBWCO-Us/s1600/benfitigi.jpg" width="239" /></div>
 
<h1 class="entry_title" style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 22px; font-weight: normal; line-height: 26px; margin: 0px 0px 6px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
 </h1>
<h1 class="entry_title" style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 22px; font-weight: normal; line-height: 26px; margin: 0px 0px 6px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bel fıtığı: Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi</h1>
<div>
<h3 style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 18px; font-weight: normal; line-height: 21px; margin: 0px 0px 14px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
BEL FITIĞI</h3>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Sırtımızda hemen hemen boyun bölgesinden başlayıp kalçamızdan daha aşağıya kadar uzanan ve omurilik kanalını oluşturan 31 adet omur vardır. Bu omurlardan beş tanesi fıtıklaştığı zaman sorunlar yaşanan <a href="http://www.xn--salk-1wa3i.net/ankilozanspondilit.html" style="border: none; color: #6699cc; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">bel bölgesinde</a> bulunur. Bu omur kemiklerinin arasında hareketi kolaylaştıran, omurganın dayanıklı olmasını sağlayan ve darbelere karşı koruyucu görev yapan disk şeklinde özel bir bağ dokusu bulunur.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bu disk iç ve dış tabaka olmak üzere iki kısımdan oluşur. Dıştaki tabakanın yapısı bozulunca içte bulunan yumuşak tabaka dışarıya doğru taşar. Bu taşan (<a href="http://www.xn--salk-1wa3i.net/fitik-cesitleri-nedenleri-belirtileri-tanisi-tedavisi.html" style="border: none; color: #6699cc; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">fıtıklaşan</a>) kısım omurilik kanalındaki sinirlere baskı yapar ve bu sinirleri sıkıştırır. Bazen de bu fıtıklaşan bölgeden kimyasal maddeler salgılanır ve ağrı hissedilir. Bu şekilde ortaya çıkan hastalığa bel fıtığı denir.</div>
<h3 style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 18px; font-weight: normal; line-height: 21px; margin: 0px 0px 14px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
BEL FITIĞINDAN KORUNMAK İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?</h3>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Sağlığımızın kıymetini ancak onu kaybettikten sonra anlıyoruz. Fakat önemli olan hastalığa yakalanmadan önce gerekli olan tedbirleri alarak bel fıtığına yakalanma riskini en aza indirmektir. Bunun için hiç bir zaman ağır yük kaldırmamaya özen göstermek gerekir. Vücudun yapısına ters gelen hareketlerden kaçınmalıyız. Beli kullanarak eğilmek yerine çömelip yani dizlerimizi kırıp eğilmek gerekir. Bir yerden bir şey alırken olabildiğince alacağımız cisme yaklaşmak gerekir. Uzanarak bunu denemek yanlıştır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Hareketsiz bir yaşam tarzından kaçınmamız lazım. Bel kaslarını güçlendirici egzersizler (sağlıklı iken yapılan) çok faydalıdır. Fakat bunları yapmak bel fıtığı olmayacağımız anlamına gelmez. Genetik faktörler, kişiye ait durumlar da bu hastalığın oluşmasında rol oynar.</div>
<h3 style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 18px; font-weight: normal; line-height: 21px; margin: 0px 0px 14px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
TEŞHİS NASIL KONUR?</h3>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Her bel ağrısı bel fıtığı değildir. Kanser, <a href="http://www.xn--salk-1wa3i.net/romatizma.html" style="border: none; color: #6699cc; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">romatizma</a>, bel kayması, spor yaparken belini incitmek gibi bir çok sorun bel fıtığı gibi belirtiler verir. Bu yüzden teşhis koyarken dikkatli olmak gerekir. Bel fıtığı teşhisinde emar önemli bir yer tutmaktadır. Bu yöntemle sorunun nerde ve hangi dokuda olduğu kolaylıkla tespit edilebilir. Ayrıca bilgisayarlı tomografi kemiğin durumunu daha iyi ortaya koyduğu için tercih edilebilir. Bu görüntülerin, yapılan tetkikler ve klinik testler sonucu desteklenmesi gerekir. Çünkü görüntüyü yorumlarken yanlış yapmak tedaviyi de etkiler.</div>
<h3 style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: 'Helvetica Neue', Arial, Helvetica, Geneva, sans-serif; font-size: 18px; font-weight: normal; line-height: 21px; margin: 0px 0px 14px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
BEL FITIĞI KENDİNİ NASIL BELLİ EDER?</h3>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bel fıtığının en büyük belirtisi belde ve bacakta oluşan ağrıdır. Hasta doktora gittiğinde belimin ağrısı bacağıma vuruyor der. Ama sadece bel veya sadece bacak ağrısı da olmuş olabilir. Bacakta uyuşma, güç kaybı görülebilir. Ayrıca daha önce yaptığı hareketleri yapmada zorlanma, hareket kabiliyetinin kısıtlanması ve yürürken topallamak görülebilir.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #666666; font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px; margin-bottom: 18px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">
Bel fıtığının daha ilerlemiş ve şiddetli şekillerinde cinsel bozukluklar, idrarını ve büyük abdestini yaparken zorlanmak ya da idrarını tutamamak görülebilir. Bacaklarda <a href="http://www.xn--salk-1wa3i.net/felc-nedenleri-belirtileri-riskli-kisiler-komplikasyonlari-tanisi-ve-tedavisi.html" style="border: none; color: #6699cc; font-family: inherit; font-style: inherit; font-weight: inherit; margin: 0px; outline: none; padding: 0px; text-decoration: none; vertical-align: baseline;">felç</a> oluşabilir ya da bacağın hissetmesi azalabilir.</div>
</div>

Ağır yük kaldırmak bel fıtığı nedenleri Bel fıtığının oluşması büyük abdest cinsel bozukluklar klinik testler omur kemikleri omurilik kanalı oturma bozukluğu sigara ve alkol Bel fıtığı: Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi

Bel fıtığı: Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi BEL FITIĞI Sırtımızda hemen hemen boyun bölgesinden başlayıp kalçamızdan ...

Devamı »

21:10 Unknown 0

<table align="center" cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="margin-left: auto; margin-right: auto; text-align: center;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfyvzbXCfiEkAuqkAHmzMig21VECpM0OgHIfbzZq5IodZkFyLQk80KHG6FPehMua9y36eV21k99di4RLK1T1buRUXyWpYHD_cFtmjTflMGd_m_3668WTe7vlf_M8D57tZYKljMDrdBZ-Y/s1600/dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: auto; margin-right: auto;"><img alt="dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler" border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfyvzbXCfiEkAuqkAHmzMig21VECpM0OgHIfbzZq5IodZkFyLQk80KHG6FPehMua9y36eV21k99di4RLK1T1buRUXyWpYHD_cFtmjTflMGd_m_3668WTe7vlf_M8D57tZYKljMDrdBZ-Y/s1600/dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler.jpg" title="dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler</td><td class="tr-caption" style="text-align: center;"></td></tr>
</tbody></table>
Diş ağrısına iyi gelen şifalı bitkiler, diş ağrısına hangi bitkiler iyi gelir, diş ağrısını geçiren bitkiler, diş ağrısına iyi gelecek bitkiler nelerdir, diş ağrısına bitkisel çözümler ile ilgili bilgi edinmek için doğru adrestesiniz. Diş sağlığına özen göstermeyen bir millet olduğumuz için, pek çoğumuz diş ağrısı yaşamakta ve bu ağrıyla baş etmek içinde bitkisel tedavi tekniklerini tercih etmekteyiz. 
 
Ağız ve diş bakımına gereken özenin gösterilmemesi veya kalsiyum eksikliği diş sorunlarıne yol açıyor ve akabinde bu sorunler kendini ağrı ve sızı ile belli ediyor. Genellikle dişçiye gitme korkusu yaşayan kişiler bitkisel tedavi tekniklerini kullanmayı tercih etmektedir. 
 
Diş ağrısına iyi gelen şifalı bitkiler vasıtası ile bu problemu hızlıca ortadan kaldırabilirsiniz. Yaşanılan en kötü ağrılardan birisidir, diş ağrısı. İnce ince sızlar ve baş ağrısına da yol açar. Özellikle de zonklama tarzı diş ağrıları kişinin bütün günü mahvedebiliyor. Yemek yemek, bir şeyler içmek, yürümek, konuşmak, herhangi bir şeye adapte almak adeta işkence haline dönüşüyor. Şimdi gelin hep birlikte diş ağrısına iyi gelecek bitkiler nelerdir öğrenelim ve bu problemumuzdan kurtulalım. 
 
    Keskin alkolün içine pamuklu kulak çöplerinden batırın. Daha sonra bu kulak çöpünü karabiber ve naneye batırdıktan sonra dişe sürün. 
    Bir damla karanfil yağını dişe sürmek çok iyi gelir, ağrıyı anında keser. 
    Ağrı dindirici özelliği bulunan tere, roka, maydanoz, karanfil, karanfil yağı, karabiber, elkal ebegümeci, mercan köşk, saryet bitkilerini karıştırın ve gargara yapın. 
    Tere, roka , maydanoz çiğnenir. 
    Taze yıkanmış maydanoz ağrıyan diş üzerinde çiğnenebileceği kadar çiğnenip, suyu menfaatilmaya uğraşılır. Bu suyu yutmamaya çalışarak, ağrıyan dişin üzerinde tutmaya çalışılır. 
 
 
Bir önceki Bilgisayar ekranına yukarıyadan bakın başlıklı konumuzda alın masajı, aydınlatma ve baş ağrıları ile ilgili bilgiler sunulmuştu.

diş ağrısına hangi bitkiler iyi gelir diş ağrısına iyi gelecek bitkiler nelerdir diş ağrısına iyi gelen şifalı bitkiler diş ağrısını geçiren bitkiler

dis-agrisina-iyi-gelen-bitkiler Diş ağrısına iyi gelen şifalı bitkiler, diş ağrısına hangi bitkiler iyi gelir, diş ağrısını geçiren bitk...

Devamı »

Başım ağrıyor ya çıldıracağım artık! Ne iyi gelir, doğal yollar nelerdir?

11:09 Unknown 0

<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgFmZNo8lLrCjhxkIXYaVinwb919lScne6gZmFix8R-E1Y1s-Hdru_jHlzyStINdDfgSrokb3C54IqCzhPHSsThOSbmVQmCJ0LCbdQCZdi7r9zmvhBSzabfa12W4zyXLUfYYTbkQkQuS80/s1600/indir.jpg" /></div>
 
 
Neredeyse hergün başınız mı ağrıyor haftanın 5 günü garanti bana hayatı zehir mi ediyor. Mesela, hele bugün öyle ağrıyor ki okula gidemediniz mi çözümler işte halkımıza sorduk işte 5 cevap, 
 
1-Öncelikle tansiyonuna baktır .Boyundan gelenler tansiyonla ilgili olabilir.Bir de başağrısına mide bulantısı,gözlerde ışığa bakamama ve yapmak istediğin şeylerden vazgeçme. 
 
2-Geçici bir çözüm istersen majezik kullanabilirsin, kullandıktan sonra biraz uzan karanlık ve sessiz bir ortamda iyi gelecektir. benimde başım çok ağrıyor bende migren var ve büyük bir sıkıntı o yüzden stresten, sıkıntıdan, yüksek ışıklı ortamlardan ve sesten ve sigara dumanı gibi dumanlardan uzak duracaksın, ben öyle yapmaya gayret ediyorum, ufak bir not belli bir süreden sonra majezik belirli bir süreden sonra bağımlılık demiyimde ona bağımlı gibi oluyorsun başka bir ağrı kesici içtiğinde fayda vermiye biliyor. 
 
3-Birşey tetikliyor olabilir. mesela ben soğan kokusu duyduğum an başım ağrımaya başlar. 
 
4-Göz doktoruna da bir gidebilirsin. Astigmat baş ağrısı yapıyor bildiğim kadarıyla. 
 
5-Migren ,astigmat ya da boyunla alakalı bir rahatsızlığın var.Kapsamlı bir check-up yaptır.Anlaşılmaz 3-5 tahlilden.

Başım ağrıyor ya çıldıracağım artık! Ne iyi gelir, doğal yollar nelerdir?

baş ağrısı baş ağrısı çekiyorum başım ağrıyor ne yapmalıyım başım ağrıyor ne yapmam lazım başım çatlıyor ne yapmam lazım başım çok ağrıyor Başım ağrıyor ya çıldıracağım artık! Ne iyi gelir, doğal yollar nelerdir?

Neredeyse hergün başınız mı ağrıyor haftanın 5 günü garanti bana hayatı zehir mi ediyor. Mesela, hele bugün öyle ağrıyor ki okula gidem...

Devamı »

Kpss'de Hızlı Okuma Teknikleri

11:05 Unknown 0

<div class="separator" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;">
<img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_cDmsCZuxs-6VR3c4OvYrop7qtjdYsMbLFCanr3TtMXvOtt9ANfl9ZZ9TeYC4Q_HV8cb5kruanFl-hsU1DaUAxD74pchZQdfxMNeDnwWUknfk37dIgX6QTUPsXyooHUlTKQFgWCx3IWE/s1600/indir+(1).jpg" /></div>
 
 
ZAMAN’dan daha değerli hiçbir şeyin olmadığı günümüzün hızla değişen dünyasında,  ‘artan bilgi ve azalan zaman’ sorununa karşı en büyük çözüm. 
 
Hızlı Okuma Nedir? 
 
Okuma esnasında, göz metin üzerinde soldan sağa doğru kayar; her kelime üzerinde duraklar. Bu duraklamalar esnasında, aynı bir fotoğraf makinesi gibi, gördüğü kelimenin resmini çekip beyne gönderir; beyin de daha önceden öğrenmiş olduğu bu sembolleri deşifre eder, bir araya getirir ve fikre ulaşır. 
Hızlı Okuma tekniği, çeşitli göz egzersizleri vasıtasıyla, göz algılama kapasitesini ve duraklama esnasında gözün okuma alanını geliştirme temeline dayanmaktadır. Eğitim neticesinde, okuma ve anlama hızları %200-400 oranında yükselir 
Haliyle, Hızlı Okuma tekniği metnin sadece belirli bölümlerine bakarak uygulanan bir göz gezdirme ya da çapraz okuma yöntemi değildir. Metnin tümünü, daha doğru bir odaklanma ve daha hızlı bir algılama ile okumaktır. 
 
Hızlı Okuma ne zaman ortaya çıkmış? 
 
İkinci dünya savaşı sırasında, Luftwafe (Alman Hava Kuvvetleri) Londra semalarında dolaşıp bomba yağdırırken, İngilizler pilotlarının ve kulelerde bekleyen gözcülerinin reksiyon kabiliyetlerini artırmak istediler. Ohio Üniversitesi’nden Dr. Renshaw’ın geliştirdiği ‘takistoskop’ aletiyle subaylar talim edildi. Göz algılama hızını geliştiren bu aletin merceği, saniyenin 25, 50’si ve 100’ü hızlarda resim ve şekiller gösteriyordu. İlk başta, hiçbirşey algılayamayan subaylar, zamanla resim ve şekilleri çok net bir şekilde görmeye başladılar. 
Nasıl, egzersiz sonucu bir atletin bacak kasları gelişiyor, ve daha hızlı koşabiliyor ise, aynı mantıkla göz algılama kapasitesinin de artabildiği ortaya çıktı. Savaş sonrası, teknik ABD’de okumaya uyarlandı. Resim yerine, kelimelerle yapılan takistoskop çalışmaları ile, beynin kelimeleri hızlı bir şekilde algılaması, ve neticesinde hızlı okuması sağlandı. 
Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan, 1960’lı yıllarda, NY Columbia Üniversitesi’nde konu üzerinde çalıştı, ve ABD’de açtığı 128 Uni-Teq okulunun beşinde Hızlı Okuma kursları düzenledi. Daha sonra, 1980’li yılların başında tekniği Türkiye’ye getirdi. 
 
1. OKUMA HIZINI ENGELLEYEN, ANLAMAYI AZALTAN NEDENLERİ (YANLIŞ OKUMA ALAŞIKANLIKLARI) ORTADAN KALDIRIN 
 
Sesli Okuma: İlkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğimiz ve okuma hızını önemli derecede yavaşlatan bir unsurdur. Ortalama konuşma hızı 200 kelime kadardır. Sesli okuduğumuz zaman kendimizi bu limite sınırlandırmış olur ve bu hızın üstüne çıkamayız. Oysa okuduğumuzu anlamak için kelimeleri dil ve kulak yollarından geçirerek beyine göndermemize gerek yoktur. Göz çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin almaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 200 kelime 1 dakikayla sınırlandığı için okuma hızımız çok daha hızlı olan beyin kapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasetimiz, boşluğu başka düşüncelerle doldurmaya çalıştığından konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır. 
İçinden sesli okumakda bir okuma türüdür. Her ne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyor ise de , ses tellerimiz kımıldıyor ve okuma hızımız 500 kelime 1 dakikayla sınırlıyoruz. Bunu önlemek için uzmanlar okurken çiklet çiğnemeyi öneriyorlar.(Gözle görme alışkanlığı edinene kadar) Okurken çiklet çiğneme temponuz hiç değişmezse bu yanlış alışkanlığı yenebilir ve gözle okumaya başlayabilirsiniz. 
 
 
Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe´de de cümle yapılarında anlam bir kaç kelimede toplanmıştır. Diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve, gibi, ile için v.s. gibi sıksık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek, okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek ğeliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz. 
Hızlı okursak anlayamayacağımızı zannetmek,okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve yaygın olan yanlış bir kanıdır. Kağnı arabaları satte 3-5 kilometreden hızlı gidemezdi. Otomobil bu hızı 100- 200 kilometreye çıkardı. Eskiden insanlar bu hızlara ulaşılabileceğini düşünmezlerdi. Biz de bu gün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inanmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel Aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B. D.´yi yöneten John Kennedy, hızlı okuyarak da daha iyi anlanabileceğinin kanıtlarıdır. 
 
 
Öyleyse bu şartlanmayı bir kenara bırakarak okuma hızınızı arttırın. Anlama hızınız başlangıçta düşecek, ama hızınız arttıkça eski derecenizi yakalayıp geçecek, daha iyi anlayacaksınız. 
Geri dönmek; bize en fazla zaman kaybettiren alışkanlık. Konsantrasyon eksikliğinden olur. Geri dönme imkanımız olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasaklamalısınız. Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. Kendinize "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" diye sorun . Umarız cevabınız endişelerinizi yatıştırır. 
 
 
Göz eğitimsizliği; gözün satırlar üzerinde düzenli hareket edememesidir. Okuma eğitimini yetirence alamayan bir göz, satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirlerine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmada zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı bazı yardımcılarla eğitmek gerekir. Örneğin bir vasıtada giderken ilanları okuyarak ve varsa videoda 2-3 kat hızlandırılmış alt yazılı filimleri seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun kontrasyon nedeni ile başınız ağrıyacak , ama bir süre sonra alışacaksınız. Alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır. 
 
 
Pasif okumak; okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar, okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar. 
Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği; okuma hızınızı yavaşlatan en önemil nedenlerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Hiç temel bilgimizin olmadığı bir konuyu anlamak çok zordur. Temel olmadan inşaat yapılmaz. Yani bilgi ve kültür eksikliği, okunacak konunun anlaşılmasını zorlaştırdığı için,okuma hızı da düşer. Bunun için parçada geçen, anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra dikkatle okumanız anlamanızı kolaylaştırır. 
Okumanın ne anlama geldiğini iyi bilin; Okumak yalnızca sözcük kümeleri görmek değildir. Okumak yazarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. 
Örneğin bir metne bir bakışta en fazla iki- üç sözcük algılayabilen bir okuyucu belirli bir eğitim programı sonucunda bir bakışta cümlenin ya da paragrafın tümünü algılayabilir hale gelir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyeşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir. 
Okumanın gerçek amacı, anlamı çabuk ve doğru kavramaktır. Bu okumanın geliştirilmesi için, etkili okumanın temeli olan hız, kavrama ve bellek arasında bağ kurulmasını gerektirir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin arttırılması hızlı okuma ile olası görülmektedir. 
 
HIZLI OKUMA 
 
Hızlı okuma için , okuma yanlışlarımızı düzelterek kendimizi hazırladık. Şimdi de hızlı okuma yöntemlerine geçmeden önce, düşünce olarak atmamız gereken adımlar var. 
a- Gözlerimizle aklımızı birlikte çalışmaya alıştırmak 
b- Bir metinde her sözcüğü okumak zorunda olmadığımıza inanmak 
c- Her metinin ya da kitabın aynı değerde olmadığını kabul etmek. Yani bazılarının zor, bazılarının kolay olduğunu bilmek 
d- Okuyacağınız her metin ve kitapta amaçlarınızın farklı olduğunu kabul etmek okuma hızınızı da buna göre ayarlamak gerektiğini bilmek. 
 
HIZLI OKUMA YÖNTEMLERİ 
 
Göz Devinimlerimiz: Daha hızlı okumak, etkili bir okuyucu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. 
Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramadaki duraklamalar (saplama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak , gerçekleştirilir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresince çok sayıda sözcük görebilmek (4-5sözcük) yani görme yelpazemizi genişletmemiz gerekiyor. Bu üç özelliği kontrol etmek beynin işidir. Zihnimizin kotrolü dışında gerçekleşen sıçrama ve duraklamalardan görüş alanına girenleri algılamak olanaksızdır. Öyleyse aklımız sürekli emir veren, kontrol eden ve gönderilenleri algılayacak biçimde hazırlıkta ve işlerlikte olmalıdır. 
 
Sapmalar: Daha çok sayıda sözcük kümesini algılamak için; sözcük kelimelerinde gözün önce belli bir noktaya sapması, sonra bu saptığı noktanın sağından ve solundan mümkün olduğunca çok sayıda sözcüğü algılaması gerekir. 
 
Lezzetli ve Temiz yemekler yapan bir aşcıdır. 
 
 
1. Sapma noktası 2. Sapma noktası 
 
Kolon Okuma: Günümüzde metinler gittikçe daha dar kolonlar halinde basılmaktadır. Gazetelerde dergilerde ve büyük magazinlerde bu kolonlara daha sık rastlanmaktadır. Bu kolonlar, ortalama 5-7 cm den oluşan sıfatlardan meydana gelmektedir. Dar kolanlar büyük bir gidiş- gelişi zorunlu kılan geniş satırlardan daha kolay gözden geçirilmektedir. Diğer yandan yukarıdan aşağıya doğru okuma dikkati daha çok uyarmaktadır. Dar kolonlar genellikle her satırda bir ya da iki sapmayı gerektirdiğinden, ritim konusunda büyük yarar sağlamaktadır. 
Göz Gezdirme: Görme yelpazemiz genişledikçe, metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme, düşünceleri yakalama hızına da ulaşırsınız. 
Etkili okuyucu, metnin özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farkı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı "Göz Gezdirme" Tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. 
Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edersiniz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirlersek bu, hız kavrayışımızı düşürmez. 
Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan "Göz atma" dan farklıdır. Göz gezdirme de amacımız belirli olduğu için daha dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme de yeterli bilgi edinilebilir. 
Etkili bir göz gezdirme davranışında; metin başlığı alt bakşlıkları, giriş ve ilk paragrafı, sonraki paragrafların ilk ve son cümleleri numaraları, büyük harfle ya da italik yazılmış yerleri son paragraf ve varsa özeti okumalıdır. 
 
 
Esnek Okuma: Okuma yöntemimizi ve hızımızı belirleme okuma amacımız ve metnin özellikleri önemli rol oynamaktadır. Etkili okumada okuyucu, her durumda uygun okuma tutumunu alabilmelidir. Uygun okuma tutumunu alabilmek, esnek okumayı gerektirir. 
Eğer günlük yaşamda karşımızı çıkan yeni bilgilerden gereğince ve uygun bir şekilde yararlanmasını bilmezsek, bir çok şeyi kaçırır, önemli bilğileri edinemeyiz . Ayrıca daha az zaman ayırarak yapacağımız okumayı, hem daha fazla zaman harcayarak yapar, hem de okuduğumuz metinden yeterince doyum alamayız. Oysa okuma hızını ve yöntemini, okuma amacına ve metnin özelliklerine göre ayarlayabilen, yani "Esnek Okuma" yapabilen bir okuyucu en kısa zamanda, en çok bilgiyi alabilir. 
 
 
Her gün karşılaştığımız yeni okuma durumlarını incelediğimizde, esnek okumayı daha iyi anlayabiliriz. Okunacak şeyler değişik türde olduğundan , bunları okuma amacımız da değişir. Farklı teknikler kullanırız. Örneğin güne gazete okuyarak başadığınızı düşünelim. Ancak zamanınız sınırlı, derse yetişmek durumundasınız. O zaman sadece başlıklara bakar ilginizi çeken haberlere de şöyle göz atarsınız. Okula gittinizde, derse girmeden önce eğer konu anlatacak iseniz, bildiğiniz şeyleri eleyebilmek için göz gezdirirsiniz. Bildiklerinizi atlar yeni bilgileri okursunuz. Öğleden sonra arkadaşınız size bir dergiyi verdi diyelim. İlginç bir makale var mı diye dergiyi tararsınız. İlginizi çeken bir makale bulduğunuzda, yeni bir bilgiye rastlamak için göz atarsınız. Akşam iyi bir film ya da program bulabilmek için gazetelerden programları tararsınız. Yarınki dersinizi hazırlama durumunda ise, metindeki herşeyi okumanız gerekmediği düşüncesinden hareketle kitabınızın o bölümüne göz atar, elde etmek istediğiniz bilgilere göre önemli başlık ve alt başlıkları belirlerseniz. Konusunu ana fikir ve ayrıntılarını araştırır, önemli kısımlar üzerinde daha fazla zaman harcayarak, ayrıntılar üzerinde daha hızlı geçerek ya da atlayarak okumanızı sürdürürsünüz. Gördüğünüz gibi, okuduğunuz bu çeşitli türden malzemelerin her birine göre okuma amacınız da farklı olacaktır. Yine malzemenin türüne göre yöntem ve hızınızıda değiştirmeniz gerekecektir. Eğer bunu uygun bir şekilde yapmayı başarırsanız esnek bir okuyucusunuz demektir. 
 
 
Esnek okuyucu, nasıl okuyacağına karar verirken, metinin türünü de dikkate alarak zaman zaman teknik değiştirebilir. Metin , açık bir dille yazılmış ve izlenmesi kolay bir anlatımı olduğunda, hızlı bir okuma yapılabilir. Ancak metin açık bir dille yazılmamış, anlatımı kolayca özlemeye elverişli olmadığında daha yavaş ve dikkatli bir okuma yapılabilir. Eğer bu şekilde esnek davranamazsak, amacımıza ulaşamadığımız gibi zamanımızı da boşa harcamış oluruz. 
Esnek okuyucu, okuma yöntemini kararlaştırırken zamanını dikkate alır. Örneğin bir metni ne kadar dikkatli okuması gerekirse gereksin, eğer yeterli zamanı yoksa, ya bir kısmı okur, bir kısmına göz atar ya da baştan sona dikkatle göz gezdirir. Ayrıca, eğer o anda fiziksel bir rahatsızlığı varsa, genel düşünceyi anlamak için sadece göz atar. Özetle esnek okuyucu, durumuna göre hızlarını bilen ve uygulayan kişidir. 
 
 
 
Kavrama ve Sezme: Görme, her sözcüğü anlamanız için yeterli değildir. Görme yeteneği, anlama, görme ve zihin yeteneklerinin bir sentezi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu, yazılı bir sözcüğü görür görmez tahmin ediliyor, taman olmadan profilini ve diğer özelliklerini tamamlıyor, böylece görüşünüzü kontrol etmiş oluyorsunuz. 
Okuma sürecinde, sözcükleri sadece görmek yeterli değildir. Aynı zamanda bir sözcüğü diğerinden ayırmak gerekir. Yazmada ise , dil bilgisi ve sözcükleri birleştirmede kullanılan bağlama kuralları etkili olmaktadır. Sonuç olarak okumak, soyut ve göze dayalı anlamlar üretmektir. Bu üretimi sözcüklerin doğru seçimi, sözcüklerin anlamları, tipleri, türleri ve yaptıkları belirlemektedir. 
İyi bir okuyucu olmak, sizin etkili okumanızı sağlayacak çeşitli teknikler uygulamanız gerekmektedir. Şimdi yapacağınız alıştırmalarda, okurken eksik bırakılan sözcüğü izleyen sözcüklerden tahmin etmeye çalışın. Böylelikle anlama ve sezme yeteneğinizi ğeliştirebelersiniz. 
UYGULAMA: Aşağıdaki kısa metinde boş bırakılan yerlerde konuşulması gereken sözcükleri düşünerek, kavrayarak bulup yazınız. Bu tür çalışmaları sık sık yaparsanız kavrama ve sezme gücünüz artar. 
 
Oğlumuz 
Karlı b…. şubat g….. doğmuştu. Babanın k…. verirken b…. tuhaftım. İsim a….., kamus b…… ne kadar b ….. gelmişti . O…… ışıl ı….. , kainat g….. manalı b….. kelime b….. istiyorum. S…… Ömer d……. Bu da o…..yakışmıştı. O…… tarihe girme b…… Ömer´in ikbaline layık, g…… 
İlk g…., i….. diş, i….. kelime, annesine doğru genç, g…… ve mes´ut a….. doğru i….. adım. 
 
Seçici Okuma: Bundan önceki bölümlerde etkili ve hızlı okumayı geliştirmek, okuma verimini arttırmak için bir takım stratejiler geliştirdik. Bu aşamadan sonra hedefimiz, okumaya, ayırdığımız zamanı daha verimli kullanabilmek, kısa zamanda daha çok bilği edinebilmek. Bu hedefe ulaşabilmek, hızlı ve seçici olmayı gerektiriyor. Aslında her okuma da seçici olunmalı. Ancak hızlı okurken buna daha çok ihtiyacımız var. 
Okumada önemli olan, yazarın iletmek istediği mesajı, okuyucunun yazılı sözcükler arasından bulup çıkarmasıdır. Daha önceki bölümlerde, yazarın düşüncesini kavramada etkili olan bir takım etkili okuma tekniklerinden bahsetmiştik. Bu tekniklerde hız , çabukluk, esneklik derecelerine nasıl ulaşacağımız, okumamızı nasıl düzelteceğimiz konularında yoğunlaştık. Ancak bu tür okumalarımızda gözümüz temel olan noktayı, bir çok ayrıntılarla birlikte kavrama durumunada kalabiliyordu. " Seçici okuma" adı altında şimdi açıklayacağımız teknikte ise, tüm ayrıntıya girmeden, daha az sözcük okuyarak, yazarın düşünce bütünlüğünü yoklamamız hedeflenir. 
Burada önemli olan her hangi bir metni mikroskopla incelemek değil, genel hatlarıyla bilmektir. Bu teknik, pratik okumamıza büyük yarar sağlamakta, bize zamandan kazandırmaktadır. Örneğin, 15 dakikada günlük gazeteyi okuyabelmek, üç saatte 500 sayfalık bir yapıtta bulunan bilgileri yakalamak gibi 
 
Buraya kadar yapılan açıklamaları özetlemek gerekirse: 
1. Gözümüzle ve beyninizle okuyun.(Dudaklarınız ve ses telleriniz kımıldamasın) 
2. Gözünüzle kelime gurupları görmeye çalışın ( birden fazla kelime) 
3. Okurken yazıya konsantre olmaya çalışın. (geri dönüş yapmayı kendinize yasaklayın) 
4. Her kelimeyi okumak yerine, asıl anlamı veren kelimeler üzerinde durarak gereksiz kelimeler üzerinde durarak gereksiz kelimeleri atmaya çalışın. 
5. Kendinizi hızlı okumaya zorlayın. 
6. Kendinize okurken belli bir süre vererek, okuduğuğunuzu o süre içinde bitirmeye çalışın. 
7. Fırsat buldukça değişik tipte yazılar okuyun. 
(Kendinize mutlaka okumak için zaman ayırın) 
8. Gereksiz Ayrıntılar yerine ana fikir için okuyun. 
Anafikri bulmak için; 
a) Birinci paragrafta yazırın tarzını çıkarmaya çalışın 
b) Anafikri nereye yazmış olabileceğini düşünün Her paragrafta bunu bulmaya çalışın. 
c) Anafikrin her paragrafta bulunabileceğine dikkat edin. 
Başlangıçta bunları uygulamanız ve hatta başarmanız size çok güç gelebilir. Ama unutmayın ki bunları başarıp bilginin özüne çok daha pratik, çok daha kısa sürede ulaşabilen insanlar çok fazla. Neden bizde onlardan biri olmayalım? Yapılması gereken tek şey ümidimizi yitirmemek. 
İnatla uygulama yapın. 
Sonucun adım adım geldiğini göreceksiniz 
 
Peki size bunlar neler kazandıracak? 
 
Öss’ye hazırlanan bir öğrenciye; 
 
Ortalama bir öğrencinin, ÖSS’de soruları okuması, normal okuma hızıyla, yaklaşık 56 dakikasını alır. ‘Etkin Hızlı Okuma Eğitimi’ almış bir öğrencinin okuma hızı ortalama 2,5 katına çıkar… Haliyle, Etkin Hızlı Okuyan bir öğrenci, üniversite sınav sorularını 22 dakikada okuyup bitirecektir. Böylece, ‘EHO Eğitimi’ sayesinde, ÖSS’de ’34 dakika’ ekstra zaman kazanacaksınız. 
EHO Eğitimleri’nin başında ve sonunda, geçmiş yıllarda çıkmış sorulardan oluşan 12 soruluk testler yapılmakta. EHO Eğitimi öncesi,  12 soruyu ortalama 12:35 sürede okuyan ve ortalama 4,7 net yapan öğrenciler; EHO Eğitimi’nin ardından bu süreyi 7:10’a indiriyor, netlerini de 6,9’a çıkartıyorlar.   
Ayrıca, ÖSS’ye hazırlanan bir öğrenci, sene boyunca, ortalama 6.500 test sorusu okuyup çözer, 450 saat  ders çalışır, dersle ilgili 17.970 sayfa okumak zorunda kalır. Etkin Hızlı okuyarak, okumanız gereken tüm ders kitapları, metinleri ve testleri 3 kat hızlı okuyup anlayarak, yıl boyunca büyük zaman kazanacak, daha fazla konuyu çok daha hızlı öğreneceksiniz. 
 
Oks’ye hazırlanan bir öğrenciye; 
 
Ortalama bir öğrencinin, OKS’de soruları okuması, normal okuma hızıyla, yaklaşık 45 dakikasını alır. ‘Etkin Hızlı Okuma Eğitimi’ almış bir öğrencinin okuma hızı ortalama 2,5 katına çıkar… Haliyle, Etkin Hızlı Okuyan bir öğrenci, lise giriş sınav sorularını 20 dakikada okuyup bitirecektir. Böylece, ‘EHO Eğitimi’ sayesinde, çocuğunuz OKS’de ’25 dakika’ ekstra zaman kazanacak. 
EHO Eğitimleri’nin başında ve sonunda, geçmiş yıllarda çıkmış sorulardan oluşan 12 soruluk testler yapılmakta. EHO Eğitimi öncesi,  12 soruyu ortalama 13:45 sürede okuyan ve ortalama 4,4 net yapan öğrenciler; EHO eğitiminin ardından bu süreyi 8:20’ye indiriyor, netlerini de 6,7’ye çıkartıyorlar. 
OKS’ye hazırlanan bir öğrenci, sene boyunca, ortalama 4.500 test sorusu okuyup çözer, 350 saat -21.000 dakika- ders çalışır, dersle ilgili 12.800 sayfa okumak zorunda kalır. Etkin Hızlı okuyan öğrenci, okuması gereken tüm ders kitapları, metinleri ve testleri 3 kat hızlı okuyup anlayarak, yıl boyunca büyük zaman kazanır, daha fazla konuyu çok daha hızlı öğrenir. 
 
Yönetici iseniz ; 
 
US News&World Report’un araştırmasına göre, ortalama bir yöneticiye hafta içinde 22 saat zaman ayırması gereken okuma materyali gelmekte, ancak ayırabileceği sadece 7 saati var. Xerox firmasının araştırmasına göre ise, bir yöneticinin ‘sadece gündemi takip edebilmesi’ için ayda bir milyon kelime okuması lazım. Fortune 100 şirketlerinin çalışanları, günde ortalama 178 e-mail okuyorlar, bu da 122 sayfaya denk geliyor. Yani, farkında olmadan her gün küçük bir kitap hacmi kadar okuma yapılıyor. 
ALGE’nin Türkiye’deki kurumsal şirketlerde uyguladığı anketlerden de benzer bir sonuç çıkmakta: ortalama bir Türk şirket çalışanı, günde 1,5-2 saatini okumaya ayırmakta. Araştırma, stratejik planlama, hukuk, finans gibi özel bazı departmanlarda bu süreler 3,5-4 saatlere kadar çıkmakta. Haliyle, Bilgi Çağı’nın yöneticileri bilgiye çoğunlukla okuyarak ulaşıyorlar.

hızlı okuma teknikleri hızlı okuma teknikleri nelerdir kpss hızlı okuma kpss hızlı okuma teknikleri kpss'de hızlı okuma teknikleri kpssde hızlı okuma nasıl hızlı okurum? Kpss'de Hızlı Okuma Teknikleri

ZAMAN’dan daha değerli hiçbir şeyin olmadığı günümüzün hızla değişen dünyasında, ‘artan bilgi ve azalan zaman’ sorununa karşı en büyük...

Devamı »

Nasıl Edebiyat Öğretmeni Olunur

Anlatım Bozukluğu Soruları Nasıl Çözülür

Formunu Koruyan Hareketli Kadınlarda Meme Kanseri Daha Az Görülüyor.

Bel fıtığı: Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi

Başım ağrıyor ya çıldıracağım artık! Ne iyi gelir, doğal yollar nelerdir?

Kpss'de Hızlı Okuma Teknikleri

Popüler Yayınlar

Son Yorumlar

Blog Arşivi